Tarihte Bu Hafta (1 – 7 Haziran)
1 Haziran
Dünya Fenilketonüri Günü
Dünya Gözlükçüler ve Optisyenler Günü
1453 Ayasofya’da İlk Cuma Namazının Kılınışı

Fatih Sultan Mehmet’in hocası olarak da bilinen Akşemsettin Ayasofya Camii’nde ilk cuma namazını kıldırdı.
1911 Türk Hava Kuvvetlerinin Kuruluşu

Osmanlı Tayyare Birliklerinin kurumsallaşmış halı olan Kıtaat-ı Fenniye ve Mevaki-i Müstahkame kuruldu.
Kurum günümüzde Türk Hava Kuvvetleri adı ile Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı.
1930 Arap Alfabesinin Resmen Kalkması

1 Kasım 1928 tarihinde yapılan Harf Devrimi sonrası Latin Alfabesinin benimsenme çalışmaları devam ederken resmi ve özel bütün kuruluşlarda Arap Alfabesinin kullanımı yasaklandı.
1963 Bursaspor’ın Kuruluşu

Bursaspor Futbol Kulübü kuruldu.
1980 CNN

Cable News Network Kanalı yayın hayatına başladı.
2013 Gezi Olayları

Gezi Olayları sırasında polis tarafından vurulan Ethem Sarısülük hastaneye kaldırıldı. 14 Haziran 2013’te hayata gözlerini yumdu.
2 Haziran
1946 İtalya’da Cumhuriyet’in İlanı

İtalya’da Monarşi kaldırıldı ve Cumhuriyet ilan edildi.
1953 II. Elizabeth Taç Giyişi

Birleşik Krallık Kraliçesi II. Elizabeth taç giydi. 6 Şubat 1952 tarihinde tahta çıkan Kraliçe, Birleşik Krallık tarihinde en uzun tahtta oturan kişi unvanına sahip.
1964 FKÖ’nün Kuruluşu

Bağımsız bir Filistin Devleti kurmak amacı ile Filistin Kurtuluş Örgütü kuruldu.
3 Haziran
1892 Liverpool’un Kuruluşu

İngiliz futbol takımı Liverpool kuruldu.
1925 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının Kapatılışı

Türkiye Cumhuriyeti’nde çok partili hayata geçiş denemelerinin ilk partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatıldı.
Kurucuları: Kazım (Karabekir) Paşa, Rauf (Orbay) Bey, Ali Fuat (Cebesoy) Bey, Refet (Bele) Bey, Adnan (Adıvar) Bey.
1964 Lefter Küçükandonyadis’in Futbola Vedası

Türk Futbolunun ordinaryüsü olarak da bilinen Lefter Küçükandonyadis futbola veda etti.
4 Haziran
1876 Sultan Abdülaziz’in Ölümü

Osmanlı İmparatorluğu’nda 30 Mayıs 1876 Darbesi sonrası tahttan zorla indirilen Sultan Abdülaziz, hapis tutulduğu Feriye Sarayı’nda bilekleri kesilmiş bir şekilde ölü bulundu.
1878 Kıbrıs Antlaşması

Kıbrıs adasının geçici olarak devri için Osmanlı İmparatorluğu ve Birleşik Krallık arasında antlaşma imzalandı. 1960 yılına kadar Kıbrıs adası Britanya Kıbrıs’ı olarak kaldı.
1932 Kamu Çalışanları

Yabancı uyruklu kişilerin Türkiye Cumhuriyeti Kamu İdarelerinde çalışması yasaklandı.
5 Haziran
Dünya Çevre Günü
1924 Cumhuriyet Karşıları

Mersin’in Silifke ilçesinde Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde vaaz veren Hoca Askeri idama mahkum edildi.
1964 Johnson Mektubu

Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Adasına askeri müdahale hazırlıkları yaparken Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Baines Johnson, Başbakan İsmet İnönü’ye askeri müdahale karşı olduğunu bildiren edepsizce bir mektup gönderdi.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti askeri müdahaleden geri adım attı.

Johnson Mektubu:
Sayın Bay Başbakan, Türkiye Hükümetinin, Kıbrıs'ın bir kısmının askeri kuvvetle işgal etmek üzere müdahalede bulunmaya karar vermeyi tasarladığı hakkında Büyükelçi Hare vasıtasıyla sizden ve Dışişleri Bakanınızdan aldığım haber beni ciddi surette endişeye sevk etmektedir. En dostane ve açık şekilde belirtmek isterim ki geniş çapta neticeler tevlit edebilecek böyle bir hareketin Türkiye tarafından takip edilmesini, Hükümetinizin bizimle evvelden tam bir istişarede bulunmak hususundaki taahhüdü ile kabili telif addetmiyorum. Büyükelçi Hare, görüşlerimi öğrenmek üzere birkaç saat tehir etmiş olduğunuzu bana bildirdi. Yıllar boyu Türkiye'yi en sağlam şekilde desteklediğini ispat etmiş olan Amerika gibi bir müttefikin, bu şekilde neticeleri olan tek taraflı bir kararla karşı karşıya bırakılmasının, Hükümetiniz bakımından doğru olduğuna hakikaten inanıp inanmadığınızı sizden sorarım. Binaenaleyh, böyle bir harekete tevessül etmeden önce Birleşik Amerika Devletleri ile tam istişarede bulunmak mesuliyetini kabul etmenizi hassaten rica etmek mecburiyetindeyim. 1960 tarihli Garanti Antlaşması ahkamı gereğince böyle bir müdahalenin caiz olduğu kanaatinde bulunduğunuz intibaındayım. Bununla beraber Türkiye'nin mutasavver müdahalesinin, Garanti Antlaşması tarafından sarahaten men edilen bir hal sureti olan takvimi gerçekleştirme gayesine matuf olacağı yolundaki anlayışımıza dikkatinizi çekmek zorundayım. Ayrıca, söz konusu Antlaşma teminatçı Devletler arasında istişareyi gerektirmektedir.. Birleşik Amerika bu durumda, tek taraflı harekete geçine hakkının henüz kabili telif olmadığı kanaatindedir. Diğer taraftan, Bay Başbakan, NATO vecibelerine de dikkat nazarınızı celp etmek mecburiyetindeyim. Kıbrıs'a vaki bir Türk müdahalesinin Türk-Yunan kuvvetleri arasında askeri bir çatışmaya müncer olacağı hususunda zihninizde en ufak bir tereddüt olmamalıdır. Dışişleri Bakanı Rusk, Lahey'de yapılan son NATO Bakanlar Konseyi toplantısında, Türkiye ile Yunanistan arasında bir harbin "kelimenin tam manasıyla düşünülemez" olarak telakki edilmesi gerektiğini beyan etmişti. NATO'ya iltihak esası icabı olarak, NATO memleketlerinin birbirleriyle harp etmeyeceklerini kabul etmek demektir. Almanya ve Fransa NATO'da müttefik olmakla yüzyıllık husumet ve düşmanlıklarını gömmüşlerdir; aynı şeyin Yunanistan ve Türkiye'den de beklenmesi gerekir. Ayrıca, Türkiye tarafından Kıbrıs'a yapılacak askeri bir müdahale Sovyetler Birliği'nin meseleye doğrudan doğruya karışmasına yol açabilir. NATO müttefiklerinizin tam rıza ve muvafakatleri olmadan Türkiye'nin girişeceği bir hareket neticesinde ortaya çıkacak bir Sovyet müdahalesine karşı Türkiye'yi müdafaa etmek mükellefiyetleri olup olmadığını müzakere etmek fırsatını bulmamış olduklarını takdir buyuracağınız kanaatindeyim. Diğer taraftan Bay Başbakan, bir Birleşmiş Milletler üyesi olarak Türkiye'nin vecibeleri dolayısıyla da endişe duymaktayım. Birleşmiş Milletler Ada'da sulhu korumak için kuvvet temin etmiştir. Bu kuvvetlerin vazifesi zor olmuştur, fakat geçen son birkaç hafta zarfında, Ada'daki şiddet hareketlerinin azaltılmasına tedrici bir şekilde muvaffak olmuşlardır. Birleşmiş Milletler Arabulucusu henüz işini bitirmemiştir.. Hiç şüphem yok ki, Birleşmiş Milletler üyelerinin çoğunluğu, Birleşmiş Milletler gayretlerini baltalayacak olan ve bu zor meseleye Birleşmiş Milletler tarafından makbul ve barışçı bir hal tarzı bulunmasına yardım edebilecek herhangi bir ümidi yıkacak olan Türkiye'nin tek taraflı hareketine en sert şekilde tepki gösterecektir. Aynı zamanda, Bay Başkan, askeri yardım sahasında Türkiye ve Birleşik Devletler arasında mevcut iki taraflı Anlaşma'ya dikkatinizi çekmek isterim. Türkiye ile aramızda mevcut Temmuz 1947 Anlaşmasının 4'üncü maddesi mucibince, askeri yardımın veriliş maksatlarından gayrı gayelerde kullanılması için Hükümetinizin, Birleşik Devletlerin muvafakatini alması icap etmektedir. Hükümetiniz, bu şartı tamamen anlamış bulunduğunu muhtelif vesilelerle Birleşik Devletlere bildirmiştir. Mevcut şartlar tahtında Türkiye'nin Kıbrıs'a yapacağı bir müdahalede Amerika tarafından temin edilmiş olan askeri malzemenin kullanılmasına Birleşik devletlerin muvafakat etmeyeceğini samimiyetimle ifade etmek isterim. Mutasavver Türk hareketinin fiili neticelerine gelince, böyle bir hareketin Kıbrıs adası üzerinde on binlerce Kıbrıslı Türk'ün katledilmesine yol açabileceği keyfiyetine en dostane bir şekilde dikkatinizi çekmek mecburiyetini hissediyorum. Tarafınızdan böyle bir harekete tevessül edilmesi, infiali mucip olacak ve girişeceğiniz askeri hareketin himaye etmeye çalıştığınız kimselerin pek çoğunun imhasını önlemeye yeter derecede müessir olması imkânsız olacaktır. Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin mevcudiyeti böyle bir faciayı önleyemez. Sözlerimi pek fazla sert bulabilir ve bizim Kıbrıs meselesinde Türkiye'nin ilgisine karşı bigane olduğumuzu düşünebilirsiniz. Durumun böyle olmadığını size temin ederim. Gerek alenen gerek hususi olarak, Kıbrıs Türklerinin emniyetini sağlamakta ve Kıbrıs meselesinin nihai hal tarzının konuyla doğrudan doğruya ilgili tarafların rızasına dayanması hususu üzerinde ısrar etmekte gayret gösterdik. Amerika Birleşik Devletleri'nin sizin lehinize yeter derecede faaliyet sarf etmediği hissini taşımanız mümkündür. Fakat herhalde bilirsiniz ki politikamız Atina'da en sert şekilde infiale yol açmış (bizim aleyhimize orada nümayişler yapılmış) ve Amerika Birleşik Devletleri ile Başpiskopos Makarios arasında esaslı bir uzaklaşma husule getirilmiştir. Daha birkaç hafta önce yaptığımız görüşme sırasında Dışişleri Bakanınıza da söylediğim gibi, Türkiye ile olan münasebetlerimize çok büyük değer veriyoruz. Sizi kendisiyle temel ortak menfaatlerimiz olan büyük bir müttefik telakki etmişizdir. Sizin güvenlik ve refahınız Amerika halkı için ciddi bir alaka mevzuu olagelmiş ve bu alakamız en pratik şekillerde ifadesini bulmuştur. Biz ve Siz, komünist dünyasının ihtiraslarına karşı koymak üzere birlikte dövüştük. Bu tesanüt bizim için büyük bir mana ifade etmektedir. Hükümetiniz ve halkınız için de aynı derecede bir mana taşıdığını ümit ederim. Kıbrıs'la ilgili olarak Türk cemaatini tehlikeye maruz bırakacak herhangi bir hal tarzını desteklemeyi düşünmüyoruz. Nihai çözüm yolu bulmaya muvaffak olamadık, zira bunun dünyadaki en girift meselelerden biri olduğu aşikârdır. Fakat Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin menfaatleri konusunda ciddi şekilde alakadar olduğumuz ve alakadar kalacağımız hususunda sizi temin etmek isterim. Nihayet Bay Başbakan, en ciddi meseleyi, harp mı, sulh mu meselesini vazetmiş bulunuyorsunuz. Bu meseleler Türkiye ve Birleşik Devletler arasındaki iki taraflı münasebetlerin çok ötesinde giden meselelerdir. Bunlar, sadece Türkiye ve Yunanistan arasında bir harbi muhakkak olarak tevlit etmekle kalmayacak, fakat Kıbrıs'a tek taraflı bir müdahalenin doğuracağı, önceden kestirilemeyen neticeler sebebiyle, daha geniş çapta muhasemata yol açabilecektir. Sizin Türkiye Hükümeti'nin Başbakanı olarak mesuliyetiniz var, benim de Birleşik Amerika Başkanı olarak mesuliyetim mevcuttur. Bu sebeple, en dostane şekilde size şunu bildirmek isterim ki, bizimle yeniden ve en geniş ölçüde istişare etmeksizin böyle bir harekete tevessül etmeyeceğinize dair bana teminat vermediğiniz takdirde, meselenin gizli utulması hususunda Büyükelçi Hare'e vaki talebinizi kabul etmeyecek ve NATO Konseyi ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin acilen toplantıya çağrılmasını istemek mecburiyetinde kalacağım. Bu mesele hakkında sizinle şahsen görüşebilmemizin mümkün olmasını isterdim. Mateessüf, mevcut Anayasa hükümlerimizin icabı dolayısıyla, Birleşik Amerika'dan ayrılamamaktayım. Teferruatlı müzakereler için siz buraya gelebilirseniz, bunu memnuniyetle karşılarım. Genel barış ve Kıbrıs meselesinin aklıselimle ve sulh yoluyla halli hususunda sizinle benim çok ağır mesuliyet taşımakta olduğumuzu hissediyorum. Bu itibarla aramızda en geniş ve en samimi istişarelerde bulununcaya kadar sizin ve meslektaşlarınızın tasarladığınız kararı geri bırakmanızı rica ederim. Hürmetlerimle Lyndon B. Jonhnson
6 Haziran
Dünya Diyetisyenler Günü
1919 Dokuzuncu Ordu Müfettişliği

19 Mayıs günü Samsun’a ayak basan Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’a geri çağırılması için İstanbul’daki İngiliz Kuvvetleri Harbiye Nezareti’ne bir yazı gönderdi.
1920 Milli Mücadele Kahramanlarına İdam Cezası

İstanbul Divan-ı Harb-i, içlerinde İsmet Paşa’nın da olduğu Milli Mücadele kahramanlarına idam cezası verdi.
1983 SODEP’in Kuruluşu

12 Eylül 1980 Darbesi sonrası yasaklanan partilerin yerine yeni isimlerle yeni partiler kurulmaya başladı. Cumhuriyet Halk Partisi tabanını bir partide toplamak için de Sosyal Demokrasi Partisi kuruldu. Genel Başkanlığına İsmet İnönü’nün oğlu olan Erdal İnönü seçildi.

7 Haziran
Türk İşaret Dili Bayramı
1557 Süleymaniye Camii’nin Açılışı

Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman adına Mimar Sinan tarafından yapılan Süleymaniye Camii açıldı.
1856 Dolmabahçe Sarayı’nın Açılışı

Osmanlı Padişahlarının bir müddet kaldığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının gerçekleştiği yer olan Dolmabahçe Sarayı açıldı.
1957 Atatürk Üniversitesinin Kuruluşu

Erzurum’da bulunan Atatürk Üniversitesi kuruldu.
1996 Hükümet Kurma Görevi

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından Hükümeti kurma görevi Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan’a verildi.
2015 Genel Seçimler
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin 24. Genel Seçimleri yapıldı.
13 yıldır iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi girdiği bu seçimde %40.09 oy ile çoğunluğu kazanamadı.

Genel seçimlerde %25 oy oranı ile Cumhuriyet Halk Partisi ikinci parti oldu.

Koalisyon kurulamadığı için 1 Kasım 2015’te yeni genel seçimler yapıldı.
7 Haziran Genel Seçimleri’nde %40.09 oy alan Ahmet Davutoğlu, 1 Kasım Genel Seçimleri’nde %49.83 oy aldı ve koalisyon olmadan Başbakan olma yetkisi kazandı.
Ahmet Davutoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin şimdiye kadarki en yüksek oyunu alan Genel Başkan oldu.
7 Haziran Genel Seçimleri’nde %25 oy olan Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Kasım Genel Seçimleri’nde %25.98 oy aldı.
Doğumlar

Ölümler
